1986’da, Hoca Zhou, 49 yaşındayken o kadar hastalanmış ki zorunlu emekli yapmışlar. İki adım atsa kalbi patlayacak derecede düzensiz atıyormuş; şiddetli baş ağrıları, rahminde tümör ve bayılma nöbetleri yaşıyormuş.
Yeterince pirinç yediği halde hala enerjisiz olmasını anlayamamış. Doktorlar vücudundaki salgı bezlerinin yeterince çalışmadığını söylemişler. Sürekli dinlenmesi gerekiyormuş.
Birgün arkadaşı Çigong’dan bahsetmiş ve gruba katılmasını istemiş. İlgilenmemiş. Sebebi ise daha önce başka Çigong türlerini denemiş olması ve netice alamaması imiş. Zaman kaybı olarak görmüş.
Arkadaşı onu her ziyaret ettiğinde ısrarını tekrarlamış ve ona ufak ufak Çi enerjisi vermiş. Sırf ondan gelen enerjinin faydasını görmeye başlayınca gruba katılmaya karar vermiş. Kısa süre içinde Merkez’e arkadaşının yardımı olmadan kendi gelip gitmeye başlamış. Bir gün Lao-Shi’nin derslerinden birinde ayak baş parmaklarından dışarı doğru çok miktarda su aktığı hissine kapılmış. Bunun nedeni tümörlerinin yok oluyor olmasıymış. Bu hissi ertesi gün ultrasona bağlanarak teyit etmişler. Sanki tekrar doğmuş gibi hissetmiş, tüm vucudu çok enerjikmiş.
Peki diğer Çigong türlerinin bir faydası olmazken Zhineng Çigong nasıl fayda etmiş?
Bütün sır içten sevgide saklıymış. Hocalar çok destek olmuşlar ve ona hep cesaret vermişler, çünkü bir zamanlar onlar da bu kapıdan onun gibi girmişler. Çok sabırlı ve iyi niyetli bir şekilde onunla ilgilenmişler. Merkez’deki “sen de yapabilirsin” cesareti çabuk bulaşan bir hastalıkmış.
Şimdi aynı ayakkabıları giyip işe koyulan Hoca Zhou öğrencileriyle aynı sabır ve özveriyle ilgileniyor.