Bayan Chin 50 sene boyunca depresyondan çıkamamış ve en son 22 yaşında şarkı söylediğini söylüyor.
Hükümet tarafından istenmeyen insan ilan edildiğini ve devrimde kötü anılar yaşadığını, önceleri eğer üzgün ve çatlak davranırsa insanların onu rahat bırakacaklarını sandığını ama sonradan bir yaşam şekli halini aldığını belirtiyor. Artık yüzü gülmeyen ve şarkı söylemeyen asık suratlı bir insana dönüşmüş. Bu esnada peptik ülser ve böbrek iltihabına yakalanmış. Zaten karamsar olan Chin kendini eve hapsedip ilaçlara mahkum olmuş.
Hayata küsmüş bir şekilde sonunu beklerken biri gelip Merkez’den bahsetmiş. İç organlarının tekrar şifa bulması umuduyla yola koyulmuş.
Peki yaşı itibariyle çalışmalara ayak uydurmada zorluk çekmiş mi? Merkeze adım atar atmaz, insanların ve hocaların da desteği ile bir anda kendini 10 yaş genç hissetmiş. Aynı odayı paylaşan 8 arkadaş ile kardeşten de öte olmuşlar. Kısa bir süre içinde kendini onlarla şarkı söyleyip dans ederken bulmuş. 50 sene sonra bir anda kendini şarkı söylerken bulunca çok şaşırmış. Her kahkaha ve şarkı hastalıkla alakalı ne varsa silip süpürmüş.
Sadece depresyonu değil bütün iç organları iyileşmiş. Bir gün durmadan kusmaya başlamış. İçinden siyah siyah şeyler çıkmış. Ondan sonra da hızla iyileşmeye başlamış. Bunun iyi bir şey olduğunu söylemişler, zira içindeki bütün negatif şeylerin bu şekilde atılmış olduğuna inanıyorlarmış.
Röportajın sonunda Bayan Chin dayanamayıp şarkı söylemeye başlamış ve Usta Chan’i de buna dahil etmiş:
“Biz dünyanın her köşesinden gelip toplandık
Tek bir amaç uğruna-yaşamın gizemini bulmaya
Kendimizi serbest bırakmaya..
Zhineng Çigong Okuluna siz de gelin
Kusursuz zihin beden bütünlüğünü yakalayın!
Ahenk içinde, mutlu, doğal, nazik, ortak zeka, yüksek moral!
Kendinizi serbest bırakın, serbest bırakın!”