“Ben de bir doktorum” diyor Bayan Liang. 30lu yaşlarının başında aşırı baş ağrıları, mide sancıları, nefes ve görme problemleri yaşamaya başlamış. Kalp atışlarında düzensizlik ve son olarak da 1982 yılında meme kanseri aldığı en kötü haber olmuş. Doktor olduğu için kendini tıbba emanet edip bir dizi tedaviden geçse de iyileşememiş. Kendini çaresizce evde yatar bulmuş.
Peki ailesi destek olmamış mı? Hayır. Kaynanası kocasının ondan boşanması için baskı yapmış. Varolan tüm tanrılara dua edip çocukları için hayatta kalmak için yalvarmış.
Kaynanası ve kocası tarafından kötü muameleye maruz kalınca umudunu yitirmeye başlamış. Sevgiye ve hoşgörüye muhtaç hale gelmiş. Komşularından birisi şans eseri Çigong hocası çıkmış ve ona Zhineng Çigong’dan bahsetmiş. Ne olduğunu bilmediği halde birisinin ona ilgi göstermesi bile ona güven ve mutluluk vermiş. Komşusu ona Çi vermeye başlamış. Enerjiyi aldıkça daha iyi hissetmiş. Kendini gülerken bulduğunda delirmeye başladığını sanmış. Bu kadar yıl acı ve ızdırapla geçen zamandan sonra kendini bir anda huzur ve mutluluk içinde bulmuş.
1985 Ocak ayında Çigong öğrenmeye başlamış. Bir kaç yıllık sebatla devam eden çalışma sonrası tamamen iyileşmiş. Kanserden ise eser kalmamış.
Peki kocaya ne olmuş? Kocasıyla eskisinden daha mutlu olmuşlar ve ikisinin de saçlarındaki aklar siyaha dönüşmüş.
Dr. Liang kendi kasabasında yüzlerce kişiye Zhineng Çigong öğretmiş ve tüm kazancını da Merkez’e bağışlamış.
“Çigong benim hayatımı kurtardı. Bu, asla parayla satın alınabilecek bir şey değil” diye eklemiş.