Bayan Hu, kocası kömür madeninde kaza sonucu ölünce şoka girmiş. Hayatı bundan sonra çöküşe geçmiş. Düşük tansiyon, anemi, mide sancıları ve sırt ağrıları korkulu rüyası olmuş. Sırtında oluşan kambur yüzünden kafasını kaldıramaz hale gelmiş.
3 yıl sonra ise bu sefer aklını yitirmeye başlamış ve kendi kendine bakamaz olmuş. Bunun sebebi ise oğlunu kaybetmesiymiş.
1 yıl kadar sonra kardeşi onu Merkez’e getirmiş. Her egzersizde hüngür hüngür ağlıyormuş. Hocalar ona ne zaman rahatlamasını söylese bunu yapamıyor ve o gün öğretilen şeyi 1 saat içinde unutuyormuş. Hocaları ise çok sabırlı ve destek olan insanlarmış. Önce hocalara güven duymayı öğrenmiş. Sonra rahatlamaya başlayıp yavaş yavaş da herşeyi hatırlamaya başlamış.
2 ay içinde eskisine göre çok daha iyi de olsa içinde hep yalnız kalma korkusu varmış. Bir gün Lao-Shi’nin konuşmasını dinlerken onun ellerini sallayarak birşeyler yaptığını görmüş. Sanki bu el uzanıp kafasından içeri girmiş ve orda sıkı bir temizlik yapmış. Ardından yüzünde bir gülümseme belirmiş ve o güne kadar orda onunla kalması için yalvardığı kardeşine “artık evine gidebilirsin” demiş.
3 ayın sonunda kendisi de eve dönebilecek duruma gelmiş. Hocasına yalvarıp burada kalmak için ne gerekiyorsa yapacağını söylemiş. O esnada Merkez’de iyi bir hizmetliye ihtiyaç varmış. O da etrafa çeki düzen vermek üzere orada kalmak üzere işi kabul etmiş. Mutluluktan havalara uçmuş.
Yakınları onu kendi ayakları üzerinde yalnız görmeye başladıklarında hayrete düşmüşler. Onu hala şaşkın ruh olarak çağırdıklarını söylemiş.
Merkezdeki herkes gibi bayan Hu da işini severek yapan ve Merkezin yaşanabilir bir yer olması için elinden geleni yapan biri olarak orda çalışmaya devam etmiş.