Bayan Sun’un düşük tansiyon ve kalp ritmi bozukluğu sorunları varmış. 20 yaşından bu yana kalbinin dakikada 120 kez attığını söylüyor.
Genç yaşında ilaç kullanıyor olmaktan utandığı için arkadaşlarından gizli gizli ilaçlarını alırmış. Sağlıklı görünmeye çalışırmış hep.
O sıralar kendi kendini iyileştirme sanatına sıcak bakmamış, çünkü içinde hareket olan herşeyin onu zorlayacağını düşünmüş. Hem ilaçlarla da idare ediyormuş. En ufak bir riski kaldırabilecek durumda değilmiş.
Derken birgün rahminde tümör haberiyle sarsılmış. Normalde standart uygulama gereği ameliyat olması gerkiyormuş ama zayıf kalbinden dolayı doktroların çekinceleri varmış. Umutsuzca beklemeye koyulmuş. Doktorlar tümörün daha da büyüdüğünü haber vermişler. Sanki içinde her an patlamaya hazır bir bomba taşıyor gibi hissediyormuş. Bir arkadaşı Çigong’dan bahsedince hemen almaya karar vermiş.
Aslında ilk başlarda hiç bir inancı yokmuş. Şimdiye dek inandığı tek şey doktorlar ve ilaçlar olmuş. Hele hele kendi kendini iyileştirebileceği gerçeği ona çok uzakmış. Yoksa çok önceleri gidip parkta gördüğü o insanlara katılırmış.
Ancak doktorlar ona sırtını çevirince onlara olan inancını kaybetmeye başlamış. O da yaşamak için ne gerekiyorsa yapmaya karar vermiş ve Merkeze gelmiş. Adım attığı ilk gün sanki daha önce burada bulunmuş hissine kapılmış. Ortamdaki bütün enerji onu sarıp sarmalamış ve içine çekmiş. Sırf oranın atmosferiyle içine bir huzur ve iyileşme isteği dolmuş. 2 aylık sıkı bir çalışmayla tümörden kurtulmuş. Ultrasona girip buna orda da şahit olmuş. Kalp ritmi ve tansiyonu da normale dönmüş.
Artık tek bir ilaç bile almadığını söylüyor. Elinde ne tuttuğunu merak ediyoruz. EKG, Ultrason ve tansiyon değerlerini sakladığını söyleyerek bize gösteriyor. O da merkezdeki herkes gibi mutlu tebessümüyle uzaklaşıyor.