Hoca Zhang çok neşeli ve güzel bir insan. Her gün öğrencilere düzenli hareketleri yaptıran kadroda yer alan sabit hocalardan biri. Ama onun da bir hikayesi var elbet. O da zamanında bir öğrenciydi…
Böbreklerinde şiddetli enfeksiyon sebebiyle nerdeyse hayatını kaybediyormuş. Bir sene içinde 4 kez hastaneye kaldırılmış. Taşralı bir aile olarak hastane masraflarını ödeyebilecek durumları yokmuş. Ailesi eşten dosttan hep borç almışlar.
Peki orda da paran yoksa hastanelerin seni geri çevirip çevirmediğini merak ediyoruz? “Paran yoksa tedavi de yok” diye cevap veriyor. O zamana dek 3000 Türk Lirasına yaklaşan para borç almışlar. Akrabaları da onlardan daha fazla zengin olmadıkları için her hastaneye yattığında yeniden borç isteyebilecekleri kaynaklar da yok olup gidiyormuş. Böbrekleri ise her an patlamaya hazır volkana dönüşmüş. Hastaneden her eve dönüşünde bir daha gitmek istemiyormuş çünkü iyileştiğine inanmayı tercih ediyormuş, ama ailesi ona ölecek gözüyle baktıkları için durum zorluğunu koruyormuş. Bir gün abisi, bir arkadaşı Çigong sayesinde kanseri yendiği için onun da yapmasını istemiş. Doktorlardan daha iyi kimsenin birşey bilmeyeceğini düşünerek bir süre inat etmiş.
Peki fikrini dğiştiren ne olmuş? İğneler! İğneden korktuğu kadar hiçbir şeyden korkmuyormuş ve doktorlar hergün yapılması gerek düzinelerce iğne yazınca doğal yolla iyileştireceği söylenen Çigong’un kollarına atlamaya karar vermiş! Bir ay kadar kısa bir süre içinde böbrekleri daha iyi hale gelmiş. 2 sene içinde de tamamen iyileşmiş.
Peki zengin bir aileniz olsaydı ve hastane masrafları sorun olmasaydı, yine de Çigong yapar mıydı diye merak ediyoruz? Hayır diye cevap veriyor. Parası olsaydı, doktorlara güvenip iğnelere rağmen son nefesine kadar hastaneyi seçeceğini, ancak Tanrının onları beş parasız bırakarak, bu şekilde Çigong’la tanışmalarına vesile olmalarını sağlayarak kutsadığına inandığını söylüyor.