“Pek çok doğaüstü yeteneği olan insanın başka insanların içini görebildiğini duymuştum ama hiçbirine rastlamamıştım” diyor Usta Chan. Hoca Ho da onlardan biri.
1958’de artirite yakalanmış. Bütün eklem yerleri şişmiş ve yürüyemez hale gelmiş. Hergün ağır ilaçlar almaya başlamış. Bundan öncesinde ise halihazırda mevcut olan kalp ve yüksek tansiyon problemleri de varmış. Keçileri kaçırmak üzere olduğunu farketmiş.
En kötüsü ise 1985 yılında olmuş. 6 saatlik bir tutuklama söz konusu olmuş. Ondan sonra paranoyak bir hayat sürmüş. Herkes arkasından iş çeviriyor, herkes dedikodu yapıyor, kumpaslar çeviriyor sanmış. Hayatı kontrolden çıkmış.
1988’de yine bir arkadaş tavsiyesi ile evlerine yakın bir yerde Çigong öğrenmeye başlamış. Daha ilk dersten çok sevdiği bu öğretiye gönül vermiş ve gerçek bir Çi ustası olmuş. Ağrılarına rağmen pratik yapmayı hiç bırakmamış.
Bir gece burnundan nefes alamamaya başlamış ve bütün gece ağzından nefes almak zorunda kalmış. Sabah kalktığında burnu açılmış ve içinden cerahat akmış. Bununla beraber bütün fiziksel rahatsızlıkları son bulmuş. Burnuna bakmaya çalıştığında iki gözünün arasında sanki ayna varmış gibi hissetmiş ve içine doğru bakınca damarları görmüş. Sınıfa gidip bunu hocasına söyleyince “Tebrikler, içini görme yetisine kavuştunuz” kutlaması almış. Büyük ihtimal beynindeki kan damarlarını gördüğü söylenmiş.
Sonra eve döndüğünde vücudunun çeşitli yerlerine bakınca içini görebildiğini farketmiş. Sonra diğer insanlarınkini de görmeye başlamış. Önce ona inanmamışlar ama gözle teşhis koymaya başlayınca hayretler içinde kalmışlar. Doktorlar hangi kadının hamile olup hangisinin olmadığını onunla test etmişler. Bu denemeden sonra ona inanmışlar.
“Yani ayaklı bir X-ray cihazı diyebilir miyiz senin için? Bunun faydası ne oldu?” diye sormuş Chan.
İlk başlarda pek faydasını görmemiş. Lao-Shi onu görünce bu yeteneği hastalar üzerinde tespit amaçlı kullanmasını söylemiş. O da gezerek hastalıkları tespit etmeye ve şifa vermeye başlamış. Yani bir nevi mobil şifacı. İlk üzerinde çalıştığı insan ise kolu kırılan bir adam olmuş. Kolunun içine bakıp kemiğin nerden kırıldığını görüp ona göre şifa tonlaması yapmış.
Peki ya kendi sağlığı ne olmuş? Kendisi de arada çaktırmadan iyileşmiş. Şifa dağıtırken o da nasibini almış.
Peki Çi’nin kendisini görebiliyor mu? Evet. Her insanın etrafındaki ve iç organlarının etrafındaki Çi’yi görebiliyormuş. Chan ona da bir bakıp herşey yolunda mı söylemesini istemiş. Gözlerini kapayıp Chan’e dönmüş ve bir iki dakika öyle durmuş. Chan bu bekleyiş esnasında herhangi bir ısı yada etkileşim hissetmemiş ama tedirgin de olmuş bir yandan. Sonra gözlerini açan Ho, “Bir şeyin yok turp gibisin” demesiyle bir oh çekmiş.