Pürüzsüz cildi, düzgün yürüyüşü ve cin gibi görüntüsüyle Bay Shu 70’inde bile olmadığını iddia etti. Ama daha önce 80li yaşlarda olduğunu hatırlıyoruz. Uzattığı karta baktığımızda ise üst düzey bir devlet görevlisi olduğuna dikkat ediyoruz.
Devletteki konumunu kullanarak Çigong’un eğitim sisteminin bir parçası olması için eğitim sekreterini ikna etmeye çalışmış. Çocuklara kadar Çigong’u indirebilirsek daha sağlıklı ve akıllı nesiller yetiştirebileceklerine inandığını söylüyor.
Bazı pilot okullarda çalışmalar yaptıklarını ve Çigong yapan çocukların zihinlerinin daha çok açıldığını ve bunun da notlarına yansıdığını belirtiyor.
Peki kendi nasıl bulaşmış Çigong’a? 70 yaşındayken lenfoma teşhisi konmuş. Ne yürüyebiliyor, ne yiyip içebiliyor, ne de rahat konuşabiliyormuş. Yatağa bağımlı hale gelmiş. Kemoterapi olamayacak kadar da yaşlı imiş. O yine de forsunu kullanarak en iyi hastanelerde şansını denemiş ama hep eve gönderilmiş.
Evde ölümü beklerken, mevkidaşlarından biri ona Çigong’dan bahsetmiş. Normalde olsa böyle zırva birşeyle geldiği için onu şamar oğlanına çevireceğini ama durumunun vahimiyeti yüzünden onu ciddiye aldığını söylüyor. Merkeze doğru yola çıkmış ve çok kısa bir süre içinde de iyileşmiş. 80 yaşında bomba gibi hissediyormuş.
Bundan sonraki amacının ne olduğunu soruyoruz. Tüm Çin’de okullarda Çigong gösterilmesi için çabalayacakmış. Otoriteyi temsil edenlerin bu tip değişikliklere pek sıcak bakmadığını, yenilikçi fikirlerin onları hep rahatsız ettiğini belirtiyor. Hem de bu metodun Çin topraklarından çıkan asırlardır uygulanan bir metod olmasına rağmen. O ise sabırla ve sebatla kendi örneğinden yola çıkarak herkese Çigong’un faydalarını yaymaya kararlı olduğunu belirtiyor.
“Çigong’la iyileşenlerin sayısı bir gün o kadar çok artacak ki, devlet bunu gözardı edemeyecek” diyor. Doğru da söylüyor zira hepsi gerçek oldu!